Azot Nedir?

Azot(N)
Besin maddeleri içerisinde kendisini en çabuk azot noksanlığı hissettirir. Bu yüzden azot, bitki besin maddeleri içerisinde, en önemlisidir ve gübrelemede en çok kullanılanıdır.

Azot noksanlığında bitkilerde, büyüme ve gelişme hızlı bir şekilde yavaşlar, bitki küçük kalır. Sürgün sayısı az ve sürgün boyu normalden kısadır. İlerlemiş azot noksanlığında sürgünler kıvrılarak aşağı doğru büyür. Yapraklar küçülerek vaktinden önce dökülür ve ağır kloroz (sararma) görülür. Bitki yaşlılık hormonu salgılar ve kök gelişimi zayıftır. İnce ve zayıf kökler görülür. Azot noksanlığı öncelikle kendini yaşlı yapraklarda gösterir. Bu, azotun bitkide hareketli olmasından kaynaklanır. Erken çiçeklenme gözlenecek ve vejetatif dönem kısalacaktır.

Azotun fazla verilmesi durumunda ise bitkide anormal boya kaçma, bitki dokularında gevşekleşme, bitkide yatma, hastalıklara karşı direncin azalması, geç çiçeklenme ve raf ömründe kısalma, şeker sentezinde azalma, erken meyve dökülmesi, depo hastalıklarının artması gibi olumsuzluklar gözlemlenir.

Fosfor Nedir?

Fosfor (P)
Kaya, mineraller ve organik maddelerdeki fosfor parçalanarak serbest hale dönüşür ve bitki bu serbest fosfor bileşiklerinden faydalanır. Ancak, fosfor genelde, toprak içerisinde bitkilerin faydalanamayacağı bağlı formda bulunur. Özellikle pH’sı yüksek, kireçli veya magnezyumu yüksek topraklarda kalsiyum fosfat veya magnezyum fosfat olarak çözünmez bileşikler oluşturarak çökeiir ve bu yapıdan bitkiler faydalanamaz. Yapılan gübrelemelerde bitkinin fosfordan faydalanma oranı %30 civarındadır. Gübrelerle verilen veya topraktaki mevcut fosforun etkinliğini pH’yı düşürerek sağlayabiliriz.

Fosfor noksanlığı bitkinin en çok generatif yönden zarar görmesine neden olur. Fosfor noksanlığı kendini öncelikle yaşlı yapraklarda gösterir (mobildir). Yapraklar noksanlık durumunda önce koyu yeşile, sonra mavi yeşile ve daha sonrada kırmızı ve kırmızı-mor bir görünüm sergiler.

Fosfor fazlalığında veya aşırı fosfor gübrelemesinde demir (Fe+2) çinko (Zn+2), kalsiyum (Ca+2), bor (B) ve mangan (Mn+2) alınımına engel olur.

Potasyum Nedir?

Potasyum(K)
Potasyum, azot ve fosfor gibi bitki yapısına pek girmez. Daha çok bitkinin bazı hayatsal olaylarında kendini hissettirir. Örneğin; bitkinin su potansiyelinin ayarlanmasında, karbonhidratların.oluşturulmasında ve taşınmasında rol oynamaktadır. Bunların dışında amino asitlerin proteinlere dönüşümünde de etkin rol alır.

Potasyum bitkilerde birçok kalite unsurunu etkiler. Meyve kalitesi, renk, koku ,aroma, dayanıklılık, sertlik, hastalıklara karşı dayanım ve depolama uzunluğunu etkileyen en önemli elementtir.

Potasyum bitki bünyesine K+ iyonu şeklinde alınmaktadır ve eksikliği azot gibi ilk önce kendini yaşlı yapraklarda göstermektedir. Fazla alınan potasyum magnezyum alınımını azaltır ve bitkinin tepe sürgününün yavaşlamasına neden olur.

Kalsiyum Nedir?

Kalsiyum (Ca)
Kalsiyum bitkiler tarafından Ca+2 iyonu olarak, kök uçları aracılığıyla alınır. Bütün bitki dokularına kalsiyum iyonları transpirasyona (terleme) bağlı olarak ksilem boruları ile taşınır.

Kalsiyum yeni gelişen hücre dokularının uç noktalarının gelişmesinde, köklerin ve çiçeklerin normal oluşumunda etkilidir. Kalsiyum hücre duvarının arasında bulunur. Hücre duvarının yapı taşıdır.

Kalsiyum bitki bünyesinde taşınmazdır. Yani daha önceden bitkiye alınmış veya yaprakta bulunan kalsiyum, meyve ve yeni oluşan yapraklara geçiş yapmaz ve ilk eksiklik belirtilerini yaprak uçlarının kuruması veya yukarı doğru kıvrılmasıyla gösterir. Sürgün uçlarında ölme ve ölü dokunun büyümesinin durması, meyve ucunda renk açılması, ilerleyen dönemde kahverengi-siyah çürüklük (çiçek burnu çürüklüğü) görülür. Örnek olarak elmada acı benek, domates, biber, patlıcanda çiçek burnu çürüklüğü, kerevizde meyve içi kararması kalsiyum eksikliği sonucu ortaya çıkan belirtilerdir.
Kalsiyum eksikliğini gidermek için düzenli olarak gerekirse her sulamada Kalsiyum Nitrat gübresi uygulaması gerekir veya meyve
üzerine 3-4 kez kalsiyum püskürtmek etkili olmaktadır.

Magnezyum Nedir?

Magnezyum (Mg)
Bitkiler magnezyumu Mg+2 iyonu şeklinde alırlar. Magnezyum, klorofilin merkez atomudur ve fotosentezde hayati öneme sahiptir. Bu nedenle magnezyum eksikliğinde, klorofil miktarı düşer ve fotosentez geriler. Buna bağlı olarak da bitki gelişimi geriler ve ürün kaybı meydana gelir.

Magnezyum bitkilerde hareketlidir. Bu yüzden, bitkilerde en fazla büyüme uçlarında ve özellikle de genç yapraklarda birikir. Tohum oluşumu sırasında bu bölgelerden tohuma taşınır. Magnezyum eksikliği kendini ilk önce yaşlı yapraklarda gösterir. Her bitkide farklı olmakla birlikte genel ola/ak magnezyum noksanlıklarında; yaşlı yapraklarda renk açılır, yaprak üzerindeki ana ve ikinci damarlar yeşil daha ince damarlar ise sarıya döner ve damar aralarında lokal dalgalı yuvarlak sararmalar görülür.

Molibden Nedir?

Molibden (Mo)
Toprakta çok düşük oranlarda bulunur ve bitkilerin ihtiyaçları da çok düşüktür. Bitkiler Molibden’i Molibdat iyonu (Mo-2) olarak topraktan ve yapraktan alabilir. pH’sı 5,5 den düşük olan topraklarda noksanlığı görülmektedir.

Özellikle karnabahar ve lahananın molibden gereksinimi yüksektir. Marul, ıspanak, pancar, turunçgiller türleri de hassas bitkilerdir. Molibden bitki bünyesinde nitrat birikmesini önler. Azotun metabolize edilmesini sağlar. Protein oluşumunda etkilidir. Molibden C vitamini sentezi üzerine etkilidir. Eksikliğinde bitkilerin C vitamini kapsamı azalır.

Molibden noksanlığında nitrat asimilasyonu olmadığı için bitkilerde nitrat birikir ve azot noksanlığına benzer arazlar ortaya çıkar. Yaşlı yaprakların damar aralarında sarımsı lekeler meydana gelir. Azot noksanlığından farklı olarak yaprak kenarları çabucak sararır ve kurur. Yaprak da dengesiz büyüme görülür.

Mangan Nedir?

Mangan (Mn)
Mangan almımını en fazla etkileyen faktör toprak pH’sıdır. Bir birimlik pH değişimine karşı mangan almımı 100 kat etkilenmektedir. Bu nedenle uygun pH’da mangan alımı çok kolay olmakta, yüksek H’lı topraklarda ise mangan eksikliği görülmektedir. Mangan bitkide klorofil oluşumuna yardım eder. Bitkide enzimatik ve fizyolojik olaylarda katalizör görevi üstlenir. Karbonhidratların suya ve karbondioksite parçalanmasında ve solunum olaylarında görev almaktadır. Mangan noksanlığı magnezyum noksanlığına çok benzer aradaki fark, magnezyum noksanlığında semptomlar yaşlı yapraklarda görülür.

Manganda ise genç yapraklarda başlamaktadır. Mangan fazlalığında, fosfor indirgenerek demirin etkinlik kazanmasına engel olur ve bitkide demir noksanlığı görülmeye başlar. Özellikle yüksek pH’lı ve kireç içeriği yüksek topraklarda, bitkide mangan noksanlığını gidermek için yaprak uygulaması daha iyi sonuçlar verir.

Mangan bitkide mobil olmadığı için 2-3 uygulama bunun için yeterli olmaktadır.

Kükürt Nedir?

Kükürt (S)
Bitkiler tarafından alınabilen kükürt kaynağı, elemental kükürt ve organik madde içerisinde bulunan kükürttür. Bitkiler kükürdü S04-2 iyonu şeklinde alırlar. Bunun yanında kükürdü yaprakları ile S03 ve az da olsa elemental kükürdü de alabilirler. Ayrıca, bitkiler bu elementi S02 gazı şeklinde de absorbe edebilirler.

Kükürt organik maddenin yapısına giren bir elementtir. Kükürt bitkilerde sistin, sistein ve metionin gibi kükürtlü aminoasitlerin yapısında yer alır ve bunlarla birleşerek proteinleri oluşturur. Bu döngü sırasında kükürt, birçok enzimatik faaliyette görev alır. Kükürt bitki bünyesinde kolaylıkla taşınabilir (mobildir). Fakat, bitki bünyesine girdikten sonra hemen çeşitli bileşikler oluşturduğu için N,P,K ya göre az hareketlidir. Kükürt noksanlığı azot noksanlığına oldukça benzeyen belirtiler gösterir. Azot noksanlığı ile kükürt noksanlığını ayıran taraf, kükürt noksanlığının azotun tersine, genç yapraklarda görülmesidir.

Demir Nedir?

Demir (Fe)
Ülkemiz topraklarında en fazla noksanlığı görülen elementlerden biridir. Ancak, noksanlığı toprakta az bulunmasından dolayı değil, yüksek pH ve yüksek kireç içeriğinden dolayıdır. Yüksek pH’da ve yüksek kireç oranlarında, demir çözünemez bileşikler oluşturmaktadır.

Demir noksanlığı ilk önce genç yapraklarda ve özelliklede yeni oluşanlarda kendini gösterir. Demir noksanlığının ileri durumlarında hiç klorofil sentezlenemediği için yaprak beyaz olabilir. Demireksikliğinin karakteristik semptomları, klorofil sentezinin durmasından kaynaklanan büyümenin durmasıdır.

Demir klorofil oluşumunda esas besin maddesidir.

Çinko Nedir?

Çinko (Zn)
Ülkemiz toprakları genel karakter itibarı ile yüksek pH ve kireç içeriğine sahiptir. Bu ve benzeri topraklarda çinko düşük miktarlarda bulunur. Aynı zamanda çok yağış alıp yıkanan asit karakterli topraklarda da çinko noksanlığı görülmektedir. Bitkilerin çinko ihtiyaçları çok düşük olmasına rağmen bu gibi durumlarda çinko noksanlıklarına çokça rastlanır.

Çinkonun karbonhidratların taşınmasında ve şekerin kullanılmasında görev aldığı, azot ve fosfor metabolizmasında enzim olarak görev yaptığı bilinmektedir.

Çinko noksanlığı genç yapraklarda veya sürgünlerin ortasındaki yapraklarda kendini gösterir. Noksanlığında yapraklar yeşil kalırken yaprak aralarında sarı lekeler göze çarpar. Bazı bitkilerde kıvırcıklaşma ve rozet oluşumuna neden olur. Verim oldukça düşer.

Noksanlığında bitkide sıvı alınımı yavaşlamakta, oksin azlığından dolayı boğum araları kısalmaktadır. Bitki bodurlaşmakta ve bazı bitkilerin tepe sürgünlerinde kamçılaşma ve rozetleşme görülmekte, kılcal kökler kök ucuna toplanmaktadır.

Bakır Nedir?

Bakır (Cu)
Genelde birçok ilacın içinde bakır bulunmasından dolayı bakır noksanlığı pek görülmez. Ancak tarıma yeni açılan topraklarda özellikle organik madde içeriği yüksek ise noksanlık görülebilmektedir. Bunun nedeni organik maddenin bakırı çok güçlü bağlamasıdır. Bazen diğer mikro elementlerin yüksek oranda olması da bakır noksanlığına sebep olmaktadır.

Bakır klorofil oluşumu için gereklidir. Solunum için katalizördür, Karbondioksit alımını düzenler bu nedenlerle fotosentezde oldukça etkili bir elementtir. Bitki bünyesinde bakırın içeriği normalin altına düştüğünde bitkilerde generatif gelişim daha fazla etkilenir. Çiçeklerde deformas-yon, renk bozukluğu, çiçek azlığı, hiç oluşmama veya çiçek atma gözlemlenebilir. Aminoasitlerin ve enzimlerin oluşumunda azalma görülür.

Bakır noksanlığı diğer mikro elementler gibi önce genç yapraklarda görülür. Çünkü bakır bitki bünyesinde hareketli değildir.

Bor Nedir?

Bor (B)
Bor toprakta iyonlaşmamış borik asit (BHCO)3 şeklindedir. Bor noksanlığı ile toksitesinin sınırları çok dar bir pencerede seyreder. Bu yüzden gübrelemede oldukça dikkat edilmelidir.

Bor’un bitkide protein senteziyle ilişkisi vardır. Karbonhidratların oluşumu ve taşınmasında görev alır. Kalsiyum taşınmasında ve yerine yerleştirilmesinde yardımcı olur. Çiçek ve meyve tutumunu etkiler. Polen oluşumu ve hormon sentezi içinde gereklidir.

Bor noksanlığında şeker pancarında öz çürüklüğü, turpta kahverengi öz, patates içinde kahverengi lekeler, tütünde tepe hastalığı, elmada mantarlaşmış çekirdek evi, ya da uç sararması, gibi hastalıklar görülmektedir.